• > SORU 2: Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan bir şirket adına matrah artırımı yapılabilir mi?
      • Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan bir şirket adına, matrah artırımında bulunmak üzere bildirim veya beyanda bulunulması mümkün olmamakla birlikte tasfiye öncesi dönemler için, kanuni temsilciler hep birlikte; tasfiye dönemleri için, tasfiye memuru veya birden fazla tasfiye memuru varsa tüm tasfiye memurları birlikte (tasfiye edilerek ticaret sicilinden silinmiş olan kurumların kanuni temsilcisi veya tasfiye memuru olduklarına dair bilgileri de ihtiva eden) bildirim ve beyanlar ile matrah artırımında bulunabilecektir.

  • > SORU 3: Yıllara yaygın inşaat onarım işlerinde matrah ve KDV artırımı hangi yılları kapsamalıdır?
      • Yıllara sari inşaat ve onarım işi yapan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, her bir inşaat itibarıyla işin bittiği yıl esas alınmak suretiyle bu faaliyetleri dolayısıyla 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları için 6736 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
        Öte yandan, önceki yıllarda başlayan, ancak 2016 yılında bitmiş veya halen devam etmekte olan, yıllara sari inşaat ve onarım işleri için gelir vergisi mükelleflerinin Mart 2017, kurumlar vergisi mükelleflerinin Nisan 2017 ve müteakip yıllarda beyanda bulunması gerektiğinden bu işlerine ilişkin olarak 6736 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanma imkanı bulunmamaktadır.

  • > SORU 5: Sahte belge düzenleme suçu yargı mercilerinde kesinleşmemişse mükellefin matrah artırımından yararlanması gerekmez mi?
      • 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” hakkında, 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda, bu kapsama giren mükelleflerin, Kanunun 5 inci maddesi hükmüne göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Bu hükmün uygulanmasında, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılan tespitler dikkate alınacaktır.

  • > SORU 11: Matrah artırımı yapılırken KDV-kurumlar-gelir vergisini birlikte artırmak zorunlu mudur? Ayrıca, stopaj artırımı yapmak zorunlu mudur?
      • Esas itibarıyla böyle bir zorunluluk bulunmamakta olup mükellefler istedikleri vergi türünden matrah ve vergi artırımında bulunabilirler.

        Ancak belirlenen bazı hallerde bir vergi türünden matrah veya vergi artırımında bulunulması için diğer bir vergi türünden de artırımda bulunulması şartı aranmaktadır. Örneğin; 2011 ila 2015 yıllarında vermiş oldukları kurumlar vergisi beyannamelerinde kurumlar vergisine tabi matrah beyan eden, matrah beyan etmeyen veya zarar beyan eden mükelleflerin, bu dönemlere ilişkin olarak 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre, vergi tevkifatına tabi kazançları ile ilgili olarak vergi artırımı veya matrah beyanında bulunabilmeleri için, kurumlar vergisi matrahlarını da artırmaları zorunludur.


  • > SORU 19: KDV artırımında yıl içinde tüm beyannameler verilmiş buna göre;
    -11 ayda hesaplanan KDV var 1 ayda yok,
    -8 ayda hesaplanan KDV var 4 ayda yok,
    -1 ayda hesaplanan KDV var 11 ayda yok.
    Bu durumlarda KDV artırımı nasıl yapılacaktır?

      • Artırımda bulunulan yıl içindeki dönemlere ilişkin verilen beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergisi bulunan, diğer kısmında ise istisna veya tecil-terkin kapsamındaki işlemleri dışındaki nedenlerle (işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin konusuna girmemesi gibi) hesaplanan KDV bulunmayan mükelleflerin, vergi artırımı için 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b.3) bendi uyarınca karşılaştırma yapmaları gerekmektedir. Bu mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırımı yapmadan KDV artırımından faydalanmaları mümkün değildir.
        Bu durumların hepsinde KDV artırım imkanından yararlanmak için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmak zorunludur. Her üç durumda da hesaplanan KDV’si bulunan dönemlerdeki hesaplanan KDV tutarları toplanır. Bu tutara ilgili yıl için belirlenen oran uygulanmak suretiyle bir hesaplama yapılır. Gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımı tutarlarının %18’i de hesaplanır. Hesaplanan bu tutarlardan hangisi büyükse KDV artırım tutarı olarak dikkate alınır. Tebliğ ekinde yer alan Ek:17’deki bildirim formu kullanılır.

  • > SORU 29: Adi ortaklıklarda KDV artırımı yapılabilmesi için ortakların matrah artırımı yapma zorunluluğu var mı?
      • KDV’den matrah artırımında bulunulabilmesi için gelir ve kurumlar vergisi artırımı yapma zorunluluğu bulunmayan durumlarda, adi ortaklıkların ortaklarının matrah artırımında bulunması zorunlu değildir.
        Ancak KDV’den matrah artırımında bulunulabilmesi için gelir veya kurumlar vergisinden artırım yapılması zorunlu olan durumlarda adi ortaklıkların ortaklarının gelir veya kurumlar vergisinden artırımda bulunmaları zorunlu olup, bu kapsamda adi ortaklığının ortaklarının bu ortalıktan dolayı artırdıkları gelir veya kurumlar vergisi artırım tutarları dikkate alınacaktır.

  • > SORU 32: Mad. 4 –Bent4. Teftiş kanundan önce bitmiş, ihbarname tanzimi 16.09.2016, tebliğ 21.09.2016 müracaat süresinde 30 gün aranacak mı? Süre geçti diye vergi daireleri kanundan yararlandırmıyor. Dava açılmadı.
      • 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.
        Yukarıdaki madde hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla Kanunun kapsamına giren; vergi, resim ve harçlara yönelik olarak bir vergi incelemesine başlanılmış veya takdir komisyonlarından matrah/vergi takdiri istenilmiş ve bu işlemler sonuçlanmamışsa mükellefler, bu işlemlerin sonuçlanmasından sonra Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
        Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı olarak başvuruda bulunulması ve ilk taksitin de ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenmesi gerekmektedir.
        Maddede belirlenmiş sürede başvuruda bulunmayan mükelleflerin madde hükümlerinden yararlanması yasal olarak mümkün değildir.


  • > SORU 34: 2014/11-2014/8 dönemleri ile ilgili ceza ihbarnameleri 08.09.2016 tarihinde tebliğ alındı. 13.09.2016 tarihinde 6736 Sayılı (EK 2A) yasaya internet üzerinden başvuru yapıldı. Seğmenler Vergi Dairesi ile görüştüğümüzde başvurunun yanlış yapıldığı Ek 4A dilekçesi ile yapılması gerektiğini ve kanuni itiraz dava açma süresinde başvuru yapılması gerektiğini yapılacak bir şeyin olmadığı söylendi. İzlenecek başka bir yol var mıdır?
      • 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.
        Yukarıdaki madde hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla Kanunun kapsamına giren; vergi, resim ve harçlara yönelik olarak bir vergi incelemesine başlanılmış veya takdir komisyonlarından matrah/vergi takdiri istenilmiş ve bu işlemler sonuçlanmamışsa mükellefler, bu işlemlerin sonuçlanmasından sonra Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
        Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı olarak başvuruda bulunulması ve ilk taksitin de ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenmesi gerekmektedir.
        Maddede belirlenmiş sürede başvuruda bulunmayan mükelleflerin madde hükümlerinden yararlanması yasal olarak mümkün değildir.


  • > SORU 35: Ba-Bs bildirimi dönemi 04/2016, türü ÖUCZ, tebliğ tarihi 07.09.2016 vergi dairesi kesinleşmiş borç diye yapılandırmadan yararlandırmıyor. Vergi dairesi müracaat tarihi 18.10.2016.
      • 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.
        Yukarıdaki madde hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla Kanunun kapsamına giren; vergi, resim ve harçlara yönelik olarak bir vergi incelemesine başlanılmış veya takdir komisyonlarından matrah/vergi takdiri istenilmiş ve bu işlemler sonuçlanmamışsa mükellefler, bu işlemlerin sonuçlanmasından sonra Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
        Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı olarak başvuruda bulunulması ve ilk taksitin de ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenmesi gerekmektedir.
        Maddede belirlenmiş sürede başvuruda bulunmayan mükelleflerin madde hükümlerinden yararlanması yasal olarak mümkün değildir.


  • > SORU 36: Kanundan önce inceleme tamamlandı. İhbarname kesildi (16.08.2016). Tebliğ 21.08.2016. Dava açılmadı. Hangi maddeye göre müracaat edilecek? Özel bir süre var mı? 30 gün şartı var mı?
      • 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.
        Yukarıdaki madde hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla Kanunun kapsamına giren; vergi, resim ve harçlara yönelik olarak bir vergi incelemesine başlanılmış veya takdir komisyonlarından matrah/vergi takdiri istenilmiş ve bu işlemler sonuçlanmamışsa mükellefler, bu işlemlerin sonuçlanmasından sonra Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
        Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı olarak başvuruda bulunulması ve ilk taksitin de ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenmesi gerekmektedir.
        Maddede belirlenmiş sürede başvuruda bulunmayan mükelleflerin madde hükümlerinden yararlanması yasal olarak mümkün değildir.


  • > SORU 37: Vergi İnceleme sonucu vergi ve cezalar 26 Eylül de tebliğ edildi. Yasadan yararlanmak için 10 Ekim de müracaat ettik. 31 Ekime ödeme vadesi verildi. 30 Kasım olması gerekmez mi?
      • 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.
        Yukarıdaki madde hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla Kanunun kapsamına giren; vergi, resim ve harçlara yönelik olarak bir vergi incelemesine başlanılmış veya takdir komisyonlarından matrah/vergi takdiri istenilmiş ve bu işlemler sonuçlanmamışsa mükellefler, bu işlemlerin sonuçlanmasından sonra Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
        Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı olarak başvuruda bulunulması ve ilk taksitin de ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenmesi gerekmektedir.
        Maddede belirlenmiş sürede başvuruda bulunmayan mükelleflerin madde hükümlerinden yararlanması yasal olarak mümkün değildir.


  • > SORU 39: Mükellef 1. taksitten sonra peşin ödemeye geçerse Yİ-ÜFE nin %50 indiriminden faydalanabilir mi?
      • 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde “b) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı (bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden ayrıca %50 indirim yapılır.” hükmü yer almaktadır.
        Buna göre, yapılandırılan tutarın tamamının ilk taksitin ödeme süresinin son gününe kadar (Kasım/2016 ayı içerisinde) ödenmesi halinde peşin ödeme indirimden yararlanılması mümkün bulunmaktadır. Bu tarihten sonra yapılacak ödemelerde peşin ödeme indiriminden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

  • > SORU 40: Mahkeme kararı tasdik veya terkin kararı değil de yürütmeyi durdurma kararı olursa bir düzenleme var mı?
      • Kanunun 3 üncü maddesinde Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla davanın bulunduğu safhalar esas alınarak düzenleme yapılmış ve dava açma süresi geçmemiş olan, ilk derece yargı merciinde görüşülmekte olan, ilk derece yargı merciinin kararı üzerine üst yargı mercilerinde görüşülen ya da üst yargı merciinin verdiği onama veya bozma kararları dikkate alınarak yapılandırılacak alacak tutarına yönelik hükümler getirilmiştir.
        Yürütmenin durdurulması kararları ise ara karar niteliğinde olduğundan Kanunda bu kararları esas alan bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

  • > SORU 41: Dava konusu yapılmış sadece vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ait ihtilafta mükellef ilk dava merciinde kazandı. İdare temyize gitti. Bu ihtilaftan mükellefin ihtilafı sona erdirmek istemesi durumunda
    – ödenecek vergi aslı yok.
    – buna bağlı kesilen vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi nasıl hesaplanacak.

      • 6736 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi hükmüne göre, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla açılmış olan davanın sadece vergi aslına bağlı cezalara (vergi ziyaı cezası) ilişkin olması hâlinde, bu cezaların bağlı olduğu vergilerin, Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması ya da Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şartına bağlı olarak vergi aslına bağlı ceza ve bunlara ilişkin gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bu vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak herhangi bir Yİ-ÜFE hesaplanmayacaktır.
        Soru konusu olayda Kanunun aradığı diğer şartların bulunması koşuluyla;
        • vergi aslı ve asıl alacak üzerinden hesaplanan fer’i alacakların Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması ve sadece vergi zıyaı cezasına kanuni süresinde dava açılmış olması halinde açılan davadan vazgeçilmesi şartıyla vergi zıyaı cezasının tahsilinden vazgeçilecektir.
        • vergi aslı üzerinden hesaplanan gecikme faizi ile vergi zıyaı cezasının dava konusu olduğu vergi aslının ödenmesinin gerekmediği (geçici vergi) bulunmadığı bir durumdan bahsediliyor olması halinde ise gecikme faizine bağlı Yİ-ÜFE’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla vergi zıyaı cezasının tahsilinden vazgeçilecektir.

  • > SORU 44: Vergi Mahkemesinin kararıyla ödediğimiz vergiyi tecil faiziyle birlikte ödedik. Danıştay henüz kararı onaylamadı. Bu durumda yapılandırmadan yararlanabilir miyiz? Ödediğimiz tutar ne olacak?
      • Vergi mahkemesinin tasdik veya tadilen tasdik kararı üzerine hesaplanmış olan vergilerin Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar, Kanunun 10 uncu maddesinin onaltıncı fıkrası da dikkate alınmak suretiyle aşağıdaki açıklamalara göre tespit edilecektir.
        6736 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;
        • Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,
        • Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar,
        • Kanunun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler,
        red ve iade edilmeyecektir.
        Ancak, dava konusu yapılmış tarhiyatlara karşılık 6736 sayılı Kanunun yayım tarihinden önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen bu tutarların red ve iadesinin yapılabilmesi için, tarhiyatlara yönelik vergi mahkemesince karar verilmemiş olması veya verilen kararın üst mahkemece bozularak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş olması ya da vergi mahkemesince tarhiyatların terkinine karar verilmiş ve 19/8/2016 tarihinden önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olması gerekmektedir.
        Buna göre, vergi mahkemesinin tasdik kararına göre ödenmesi gereken tutarların tamamının Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması hâlinde, bu Kanuna göre ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığından, Kanundan yararlanılması söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla, vergi mahkemesi kararı üzerine ödenmiş olan tutarların red ve iadesi mümkün değildir. Kısmen ödeme yapılmış olması halinde ise ödenmemiş tutarlar üzerinden Kanundan yararlanılacaktır.